Yüksek Lisans için Not Ortalamasının Önemi.
Yüksek lisans için not ortalamasının önemi hepimizin merak ettiği bir konu. Gerek sosyal medya üzerinden gerekse e-mail yoluyla bana ulaşan arkadaşlarımın en büyük kaygı ve endişelerinin başında not ortalamalarının düşük olması gelmekte. Genel olarak ise aldığım sorular şu şekilde;
Yüksek Lisans için not ortalaması kaç olmalı?
Yüksek Lisans Mezuniyet notu önemli mi?
Düşük not ortalaması ile yüksek lisans yapmam mümkün mü?
Not ortalamasının düşük olması, yüksek lisans başvuruları bir yana, bu durumun oluşturduğu motivasyon eksikliği sebebiyle, yüksek lisans düşüncesini bile yok edebiliyor. Umuyorum ki, bu makale paylaşımından sonra birazda olsa aklımızdaki sorulara cevap bulmayı başarabiliriz
Başlayalım,
Kesinlikle haklısınız! Genel olarak konuşmak gerekirse, ülkemizde eğitim sisteminin şekli dolayısıyla ve notların neye göre verildiğinin temel bir strüktürü bulunmaması sebebiyle alacağımız notu önceden kestirmek pek mümkün olmamaktadır. Notlar büyük ölçüde dersi veren hocanın insiyatifine dayalı olarak bize iletildiği için ya da farklı bir çok faktörlerden ötürü not ortalaması konusunda bir çoğumuz zorluk yaşayabiliyoruz.
Bu noktada değinmemiz gereken çok önemli bir kaç nokta olduğunu düşünüyoum.
İlk olarak değinmemiz gereken konu not ortalamamızın, yapacak olduğumuz yüksek lisans başvurularında ki önem sırası.
Yüksek Lisans Başvuru Şartları ve Önem Sıralaması
Not ortalaması sizin başvurunuzu değerlerlendirecek olan komite üyelerinin önem sıralaması listesinde son 3 öğeden 1 tanesi. Sıralama ise şu şekildedir.
1- Portfolio
2- Statement of Purpose – Niyet Mektubu
3- Reference Letter
4- CV – Resume
5- Transcript – Not Ortalaması, Akademik başarı, yan dal vs.
6- GRE
Yukarıda bahsetmiş olduğumuz öğelerin genel açıklama ve değerlendirmelerini daha önce paylaşmış olduğum blog makalesinde aşağıda ki linke tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Amerika’da Mimarlık Yüksek Lisansı Yapmak için nasıl hazırlanmalıyım? Gerekli belgeler nelerdir?
Yukarıda da gördüğümüz gibi, not ortalamamıza gelene kadar endişelenmemiz, kaygı duymamız, çalışmamız, geliştirmemiz gereken 4 tane öğe mevcut.
Bu sebepten dolayı, not ortalaması kaygısından bir an önce kurtulup asıl enerjimizi ve zamanımızı birbiriyle bağlantılı, birbirini destekleyen ve uyum içinde olacak portfolyo, niyet mektubu ve referans mektubuna yoğunlaşmak olacaktır.
Bu sürece nasıl başlamanız gerektiği ile ilgili detaylı bilgileri bulabileceğiniz makale paylaşımların linklerini aşağıda bulabilirsiniz.
Başarılı bir Portfolyo nasıl hazırlanır?
Amerikada Mimarlık Yüksek Lisansına kabul almak için niyet mektubu nasıl yazılmalı?
Referans mektubu nasıl yazılır?
Devam edelim,
Anlaşıldığı üzere, not ortalamasının önemi Amerika’ya yapacak olduğunuz yüksek lisans başvurularda diğer öğelerle kıyasladığımızda daha alt sıralarda kalmaktadır. Çok iyi portfolio, niyet mektubu, referans, cv, vs. si olan bir yüksek lisans adayı 2.7 ortalamayla kabul alabilecekken, 3.4 ortalamalı birisinin açıkta kalması mümkündür.
Üniversiteler sizi kabul ederken, onların size ne verebileceğine değil, sizin onlara ne verebileceğinize bakıyor. Bu lisans eğitiminde tam tersiyken, yüksek lisans eğitimi için tamamen tersine dönüyor.
Üniversiteler, yetenekli, farklı açılardan düşünebilen, kendini ifade edebilen, baskın, yaratıcı kişiler avında. Sizin Yüksek lisansta, yüksek bir not ortalamasına sahip olmanızın üniversiteye katacak nesi var? Bence bu soru üzerinde biraz düsünmemiz gerekiyor.
Bu demek değildir ki, not ortalamamızı tamamen göz ardı edelim. Not ortalamamız yapacak olduğumuz yüksek lisans başvurularının bir parçasıdır ve yüksek olması da tabiki bizim için bütün diğer öğeler gibi bir artıdır. Yani kesinlikle büyük önem taşımaktadır. Fakat yukarıda bahsettiğimiz önem sıralamasında bulunan öğeler güçlü ise, not ortalaması kaygısını ortadan kaldırmamız mümkün olacaktır.
Çok güçlü bir portfolyo, niyet mektubu ikilimiz var ise, ve bu ikili birbiriyle her anlamda bağlantılı ve güçlü bir referans mektubu ve cv ile desteklemişse eğer, kendimizi bir çok adayın önüne taşımış oluruz.
Ayrıca unutmayalım ki, not ortalamamızı beyaz bir kağıdın tam ortasına büyük harflerle yazıp başvurularımıza eklemiyoruz.
Not ortalamamız, yüksek lisans başvurusunun bir parçası olan “Trancript” imizin bir parçasıdır. Yani bu noktada, komite üyelerinin değerlendirmeye alacağı tek nokta sizin not ortalamanız değildir. Transcriptiniz not ortalamanızdan başka, akademik gidişatınız, varsa tamamlamış olduğunuz yan dallar, eğitim programınız dışında almış olduğunuz çeşitli, seçmeli dersler gibi bir çok öğe sergilemektedir.
Bu yüzden sadece not ortalaması olarak düşünmeyi bırakıp, kendimizi akademik süre içerisinde farklı şekillerde geliştirmek üzerine yoğunlaşmak daha doğru olacaktır.
Yıllar süresince bir çok portfolyo inceleme ve kabul komitesinde bulunan insanlarla konuşma şansı buldum. Bu tecrübelerden aklıma yerleşen, ve değinilmesi gereken önemli bir nokta var. Başvuru kabul komitesindeki bireyler sizin portfolyonuzda bulunan projelerin içeriğinden çok bu projeleri portfolyonuzda nasıl sunduğunuzla ilgileniyorlar. Projeleri dökümanlama şekliniz, projeleri uyum içinde sunabilmeniz ve bu sunumda başvurduğunuz yöntemlerin çeşitliliğine bakıyorlar.
– Portfolyo pafta düzeni
– Portfolyo da kullanılan grafiklerin çeşitliliği (maket, el çizimi, grafik, teknik çizimler vs.)
– Kullandığınız resimlerin temiz, anlaşılır, ve bir sebep doğrultusunda kullanılmış olması.
– Portfolyo kitap olarak isteniyorsa bu kitapta kullanılan kağıt biçimi, bağlama biçimi vs.
Açıkçası sizden beklenilen yapmış olduğunuz projeleri çok iyi bir şekilde sunmanız. Hazırlamış olduğunuz portfolyo düşük olan not ortalamanıza karşı hazırladığınız bir manifesto olmalıdır ve demelidir ki; düşük olan not ortalamam benim yeteneklerimi, tasarımcı olan kişiliğimi, potansiyelimi, güçlü yönlerimi göstermez. Ben enerjimi ve zamanımı portfolyoma verdim ve kendimi asıl tanıtan bu portfolyo ile karşınıza çıkıyorum. İşte bu noktada, portfolyo ile birebir uyum içerisinde olan niyet mektubu ve tüm bunları yansıtan referans mektuplarıyla kendinizi göstermiş olacak, not ortalamanızın yansıttığı negatif düşünceyi tersine çevirebilme imkanını kendinize sağlamış olacaksınız.
Peki not ortalamamızın düşük olmasının yarattığı etkiyi azaltma yolları nelerdir?
Üniversiteler kendileri için yüksek not ortamalı öğrenciden çok, kendi okullarına, eğitim sistemlerine, ideallerine, yani enstitülerine uyacak adayları arıyor ve seçiyorlar. Not ortalamanızın neden düşün olduğunu bu noktada karşınızdakilere açıklama şansı bulacaksınız ve doğru bir dil ve strateji izlediğiniz taktirde buda ayrıca sizin yararınıza olacaktır.
Tabi bu bir daha yapmayacağım lütfen affedin gibi bir açıklamalar değildir! Şunu anlamamızda yarar varki, transcriptimiz bizim bir noktada akademik geçmişimizin kağıda dökülmüş halidir. Not ortalamanızın neden düşük olduğunu açıklamak durumunda olursanız eğer, bana bu şansı verirseniz gerçekten çok çalışacağım değil, en iyi yol olarak bunu hazırlamış olacağınız başvurunuz güçlü olmasıyla açıklayabilirsiniz.
Ayrıca bir kaç tavsiye:
Araştırıp başvuracak olduğunuz okullardaki kilit insanları, komite üyelerini bulmanız ve onlara mail yoluyla kendinizi açıklamanız bu sürece çok olumlu yansıyacaktır. Evet, üniversitelerin belirlediği ve sitelerinde açıkladığı bir minimum not ortalaması mevcut, fakat komite üyeleri, program direktörleri eğer sizden etkilenir ve inanırsa sizin için her yerde olduğu gibi bu durumumda da insiyatif kullanıp kabulunuzu mümkün kılma yolunda size yol gösterecek, yardımcı olacaklardır.
Eğer hala mezun olmadıysanız ve zamanınız, almanız gereken krediniz kalmışsa(ne kadar olduğu önemli değiş), bu dönemi bir önceki dönemlerde almış olduğunuz not ortalamalarından daha yüksek seviyeye taşımayı başarırsanız eğer, komite üyeleri sizin genel performansınızdan çok, son zamanlarda yükselen ivmenize dikkat edecektir.
Burda şunu anlamamız çok önemli; Eğer not ortalamamız başvuracak olduğumuz okulun istediği puanın ve ya ortalamanın altındaysa, bu açığı kapatmak için diğer başvuru öğelerimizin üzerine ciddi anlamda yoğunlaşmamız gerekmektedir.
Güçlü bir portfolio, niyet mektubu, referans mektubu ve diğer öğeleri hazırlamak, olabilecek en güçlü seviyeye getirmek için bu maratonu koşmayı göze almamız gerekmektedir.
Bu bahsettiğimiz yolculuk 100 metre koşusu değil. Eğer gerektiği önemi ve enerjiyi vermezsek eğer, hayal kurmamızında pek bir anlamı olmayacaktır.
Bir şeylere başlamak için en doğru zamanın şuan olduğunu düşünüyorum.