Blog

Portfolyomuz için kendi Stratejimizi Geliştirmek

Portfolyonuzu hazırlamaya başlamadan önce ilk olarak oluşturmanız gereken stratejiniz bu hazırlık sürecini etkileyecek, destekleyecek ve bir bütün olmasını sağlayacak en önemli şeydir.

Daha önce paylaşmış olduğum “Niyet Mektubu Nasıl Yazılır” makalesinde bunun öneminden bahsedip, portfolyonuza başlamadan önce niyet mektubunuza odaklanmanın önemini belirtmiştik.

Bunun en önemli sebeplerinden bir taneside kendi stratejinizi, anlayarak ve sindirerek oluşturabilmektir. Bu algıyı yaratabildiğimiz zaman portfolyomuz, diğer sunacak olduğumuz belgelerle bir bütün olarak kendini sunacaktır.

Eminim sizinde bildiğiniz, hayatınızın bir çok döneminde karşılaştığınız en büyük zorluklardan biri, bir işe ilk adımı atabilme aşaması olmuştur. İlk adımı atarken hep bir şüphe duyarız, bazen nasıl başlayacağımızı bilemeyiz, bazen bilsekde ileriyi göremediğimiz için bir şüphe ve korkuya kapılabiliriz. Bunun sebeplerinde bir tanesi belkide bu ilk adımının sonra ki aşamalarını ve sonunda ortaya çıkacak olan şeyin alt yapısını kuracağınını bildiğimizden kaynaklanmakta. Bu sebepten dolayı, yapacak olduğumuz şeyi tam anlamıyla anlamaya çalışmak, kendimize bir yol haritası çizip, kendimize özel, bizi tanımlayan bir strateji yaratmak hem bize ilk atacağımız adım için cesaret hemde bu adımı nasıl atacağımız hakkında daha elle tutulur bir yol gösterici olacaktır.

Peki kendimize özel, bizim kim olduğumuz ve nasıl ilerlemek istediğimizden esinlenerek ortaya çıkacak olan bu stratejiyi nasıl ve neleri düşünerek oluşturabiliriz?

O zaman başlayalım ve açıklayalım.

1- Kendimizi tasarımcı olarak anlamak ve öz geçmişimizi tam anlamıyla tekrar ele almak.

Öncelikle şunu anlamamız gerekiyor ki, hepimizin geçmişte yapmış oldukları, içinde bulunduğumuz yaratıcı ortam ve çevreler, seminerler, almış olduğumuz dersler gibi faktörler bizim izlemek istediğimiz yolu çizen, ve neden belirli şeylere ilgi duyup, o yönde ilerlemek istediğimizi belirleyen etkenlerden sadece birtanesi.

Bu yüzden hazırlayacak olduğumuz portfolyo için bir strateji hazırlarken bir tasarımcı olarak kim olduğumuzun ve öz geçmişimizin farkına varmamız gerekmektedir. Özgeçmişimiz, tasarımcı kişiliğimiz, tasarım dünyasındaki kişisel değerlerimiz ve ilgilerimiz, portfolyomuzun ana zeminini hazırlayacak en önemli faktörlerden biridir. Çünkü hem başvuracak olduğunuz okullar genel ve öncelikli olarak sizin kişisel olarak daha fazla kışisel bağlantı kurabileceğiniz ve tasarımcı kişiliğinizle örtüşen okullar olacaktır.

Daha önemlisi bu zamana kadar yapmış olduğunuz tasarım projelerinin şekini, biçimini, gelişim aşamasını ve düşünme şeklinde etkili olan en büyük faktör muhtemelen yıllar süren eğitiminiz ve bu sektörde bulunduğunuz etkileşimler, yani oluşturduğunuz, kendinize has olan tasarımcı ruhunuzdur ve bunu portfolyonuzda yansıtmanız gerekmektedir.

Stratejinizi oluştururken kendinizi ve tasarım geçmişinizi, projelerinizi anlamak kendiniz için yaratacak olduğunuz portfolyo stratejisinde size çok büyük bir destekçi olacaktır. Ayrıca unutmayalım ki, okullar başvuruları incelerken özellikle buna dikkat etmekte çünkü onlarda sizin isteyeceğiniz gibi kendi hedeflerine, öğretme şekillerine, görüşlerine ve tasarıma karşı bakış açılarını uyacak öğrencileri almak isteyeceklerdir. Yani, Parametric Design’a öncelik veren, gelişimini bu yönde götürmek isteyen bir okul, regional mimarlık tutkusuyla bütünleşen ve projelşerini, gelişimini bu yönde tamamlamak isteyen birini tercih etmek isteyemeyecektir tıpkı sizinde onlarıo tercih etmek istemeyeceğiniz gibi.

2- Bu zamana kadar yapmış olduğumuz tasarımların katagorisi ve şekli ( Tasarım Tipi)

Stratejinizi geliştireriken üzerinde durmanız, anlamanız gereken başka bir konu, bu zamana kadar yapmış olduğunuz projelerin şeklidir. Yani eğer sizin ilginizi çeken mimari stil “International Style” mimari hareketinden esinleniyorsa ve sizin portfolyonuza koyduğunuz projelerin stili ütopik Constructivism ise, portfolyonuz ve yansıttığınız tasarımcı kişiliği arasındabüyük bir bağlantısızlık ortaya sergilemiş olacaksınız.

Bu noktada şunu tekrar hatırlatmak isterim ki, portfolyomuz, niyet mektubumuzda olduğunuzu söylediğimiz kişiyi tam anlamıyla, proje ve farklı çizimlerle görsel olarak anlatmalıdır. Böylece başvurularımızda kopukluk ihtimalini ortadan kaldırmış ve kendimizi bir bütün olarak karşı tarafa sunmuş oluruz. Kısacası portfolyomuz, mimariye yaklaşımımız ve düşünce şeklimiz arasında bir çeşit bağlantı olduğunu göstermelidir. Bunu başardığımız taktirde kendimizi başvurularında bu bağlantıyı kuramayan adayların bir adım ötesine taşımış oluruz.

3- Bir hedef çizmek

Mimarlık Yüksek Lisans programlarını seçerken ve bu başvuruları hazırlarken kendimize çizdiğimiz bir hedef olmalı. Bu hedef hayatımızın sonraki dönemlerinde hayat gidişatımıza göre değişebilir ve bu çok normal. Fakat en azından şimdilik bu portfolyo sürecinde kendimize belirlediğimiz hedef doğrultusunda bir portfolyo stratejisi geliştirirsek bunu projelerimizle gösterme şansı buluruz.

Bu durum komite üyeleri portfolyomuzu incelerken kesinlikle göze çarpıcı bir durum olacaktır. Belirliyecek olduğumuz hedef, “Ben geleneksel, sadece binaları tasarladığım yörelerde bulunan materyal ve yapı tarzına uygun olan mimari evler tasarlamak istiyorum” gibi çok belirli yada daha geniş bir objektife yayılabilir. Bunun sebebi başvuracak olduğumuz okullar bir hedefiniz var mı ya da izlemek istediğimiz yol nedir sorusunu her zaman soracaklardır ve bununla ilgili genel bir fikri portfolyomuzda sunabilmek bize büyük avantaj kazandıracaktır.

Fakat bu hedefi portfolyomuza yansıtırken ne çok spesifik ne de çok genel olmalıyız. Çok spesifik olup hep aynı tarzda projeler koyarsak, yeni fikirlere açık olmadığımızı sadece bir tarzda mimari görüşe açık olduğumuzu düşünebilir.

4- Başvuracak olduğumuz okullar

Portfolyomuz için stratejinizi geliştirirken dikkat etmemiz, anlamamız gereken en önemli noktalardan biride başvurduğumuz okulları anlamaktır.

Öncelikle şunu belirtelim, her okulun mimarı eğitime olan yaklaşımı aynı değil, her okul mimari eğitim süresince aynı ders ve programları sunmamaktadır ve ya her okul başka ülkelerden yüzlerce başvuru talebi de almamaktadır.

Eğer,Harvard, MIT, Columbia GSAPP, Yale gibi üniversitelere başvuru yapıyorsak, o zaman bilmemiz gerekiyor ki; sizin gibi bir çok insan da başvuruyor olacaktır ve güçlü bir rekabet ortamı mevcut yani orta düzey bir portfolyo ile pek şansımız olmayacaktır.

Başka bir yol izleyip sadece Parametric Design yada Tasarla+İnşa Et gibi programları olan üniversitelere başvurmaya karar verirseniz yine aynı şekilde portfolyomuzu, o programlara ilginiz olduğunu gösterecek şekilde biraz değiştirmemiz gerekecek. Kısacası, başvurduğunuz okulları, başvuran kişilerde ne aradıklarını, nasıl bir eğitim verdiklerini ve ne üzerine yoğunlaştıklarını araştırıp anlamamız, bize portfolyomuzda, bu okullarda verilen eğitime ilgi duyduğumuzu gösterme şansı verecektir. Bir başka deyişle sizin portfolyonuz ve başvurduğunuz okul arasında bir bağlantı kurabilmeniz mümkün olacaktır.

Sorularınız ve görüşleriniz için lütfen yorum bırakın.

Umuyorum ki portfoliocracker’ı, üzerinde daha aktif olup birbirimizle bilgi paylaşımı yapabileceğimiz bir yer haline getirebiliriz.

Bir sonraki makalemizde görüşmek üzere.

Join Archipedy to access all blog content. It is free! JOIN NOW

learn architecture online
“My first thought was, who am I to teach?”

– Mary Kate McDevitt, Skillshare teacher with 50,000 students

WATCH VIDEO

error: Content is protected !!